MİLLİ SPORCUMUZ BİRGÜL ERKEN’DEN YENİ BİR DÜNYA REKORU

20 Mart sabahı Çanakkaleli milli sporcumuz Birgül Erken, “Su Altında Tek Nefesle Bisikletle En Uzun Mesafeyi Kat Etme” kategorisinde nefesini tutarak 59,6 metreyi 2 dakika 24 saniye 29 salisede tamamlayarak yeni bir dünya rekoruna imza attı. Rekorunu kendisinin de doğup büyüdüğü Çanakkale’ye ve tüm şehitlerimize ithaf ettiğini ifade eden Birgül Erken rekora hazırlık sürecini, rekor sonrası hislerini ve kariyerine dair merak edilenleri derinle paylaştı.

Merhabalar. Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Nasılsınız, son rekorunuzla ilgili neler hissediyorsunuz?

Ben teşekkür ederim Hande Hanım. Boğaziçi Üniversitesi Sualtı Sporları Kulübünü çok seviyorum. Benim için Türkiye’nin ilk ve tek üniversite su altı sporları ve araştırmaları dergisi olan derin için bir şeyler yapmak hele de mutluluğumu paylaşmak çok güzel ve onur verici. Doğrusu çok duygusal bir dönemdeyim. Bir dünya rekoru kırmak için yola çıktığımda aklımdan ilk geçen şey bu rekorumu doğup büyüdüğüm topraklara ithaf etmekti. Sonraki süreçte bir çok değişiklik ve zorluklar yaşanmasına rağmen yine gönlümden geçtiği şekilde oldu. 18 Mart Çanakkale Zaferi ‘nin 103. yıldönümü haftasında tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde nefesimi tutup suyu pedalladım. Çanakkaleli bir milli sporcu olarak benim için en anlamlı rekor bu oldu. Kendimi en iyi hissettiğim yerdeyim su altındayken.

Dünyada serbest dalış yaparak bisiklet kullanan ilk kadın olarak bu rekora hazırlanma sürecinizden bahseder misiniz?

Türkiye’de kadın olmanın zorluklarını aşabilecek gücü bazen spordan aldığımı düşünüyorum. Spor bizi hayata hazırlıyor ve zorluklarla mücadele etmenin provasını yaptırıyor sahada. Her zaman kendimi geliştirme, kendimi gerçekleştirme ve şifalandırmada spor ve sanatın argümanlarını kullandım ve bunun doğru bir yol olduğuna inandım. Spor müsabakaları, rekorlar hem bireysel hem de toplumsal farkındalığa hizmet ediyor ve bir değer yaratma, yapıcı yaratıcı üretimin içinde olma harika bir deneyim bence. Hele de kendi bedeninde insanlığa armağan edilen bir dünya rekorunun anlamı büyük. Hem kendini denek gibi kullanıyor, hem kendini tanıyıp sınırlarını öğrenmiş oluyorsun; hem de ben yaptım siz de yapabilirsiniz diyerek rol model olmuş oluyorsunuz. Bu enerjiler parlayan, ışıyan bir insan yaratıyor ve bu insanın ışığı çevresine de dalga dalga yayılıyor. Bu rekor süreci gerçekten çok uzun ve meşakkatli bir yolculuk oldu. Üç yıl önce Delta Bisiklet’e gidip su altında tek nefesle bisiklet kullanarak en uzun mesafeyi kat edeceğimi söyledim. Bana ilk görüşmemizden bu yana inanıp güvendiler. Moralim bozulduğunda bana destek oldular. Teknik alt yapıyı geliştirip bisikleti modifiye ederken eşim Değer Erken, İstanbul’da Delta Bisiklet, Çanakkale’de Süleyman Öncel hep birlikte kafa yorduk. Çok uğraştık su altında kullanılan bir bisikletin eksiklerini anlamaya ve gidermeye çalıştığımız süreçte. Çok ciddi bir ustalık, mucit mühendislik örneğidir bu ekibin çalışmaları gerçekten de… Bu rekoru Çanakkaleli milli sporcu olarak 18 Mart’ta Çanakkale ruhuna ithaf etmek istedim başından beri ve nihayet bu kadar uğraştıktan sonra gönlümden geçtiği gibi rekorumu Çanakkale Destanı’nı yazan atalarımıza ve tüm şehitlerimize ithaf ettim. Şu anda vatan savunmasında olan Mehmetçiklerimize moral olmasını dilediğim bu rekorun manevi yönü beni çok etkiledi. Ülkemizin zor günlerden geçtiği bir dönemde böyle şeylere ihtiyaç var. Rekor esnasında suyu pedallarken aklımda hep bunlar vardı.

Tüm bu süreçte ihtiyaç duyduğunuz maddi ve manevi desteği görebildiniz mi? Gelecek denemeleriniz için beklentileriniz neler?

Dünya rekorunun onayı için hakemlere 7500 sterlin ödemeniz gerekiyordu. Bu bütçeyi tamamlayamadım bir türlü. Üstelik bazı durumlarda destek sözü verip yarı yolda bırakanlar da oldu ve bu beni çok üzdü. Henüz ana sponsor bulabilmiş değilim. Kuru laf değil gerçekten destek olabilecek yüreği güzel insanlara ulaşabileceğime dair umudumu kaybetmedim. Gözümü yıldızlara diktim. Yeni dünya rekorları kırmaktan öte beni çok heyecanlandıran ve birlik ve beraberliğe, barışa, ülkeme hizmet edecek projelerim var. Bunları bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edeceğim. Elbette yolumun kesişeceği gözleri ışıklı güzel insanlar var. Buna inanıyorum. Hizmet sponsorlarım gönülleri zengin dostlarla zar zor bu rekoru ortaya çıkarabildim. Çok şükür gönlü zengin dostlar biriktirmişiz ki onlarla harika bir sahne yarattık. Bu rekor bir başlangıç, bundan sonra yeni rekorlar peş peşe gelecek. 2018 yılı içinde planladığım Rekorlarıma sponsor arayışım ve çözüm ortaklarımızla görüşnelerim devam ediyor. Sezon uzun ve zorlu olsa da ben kendimi güçlü hissediyorum. Milli sporcu olarak Ülkem adına yarışmaya devam ederken, yeni dünya rekorları kırmak için mücadele edeceğim. Şampiyonalarda ülkemizi en iyi şekilde temsil etmek ve yeni bir dünya rekorları kırmak istiyorum.

Faal bir sporcu ve hala meslek hayatına devam eden bir öğretmen olarak sosyal yaşamınızda dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

İnsan isterse her şeyi yapabilir. Sevdiğiniz işler size yük gelmediği gibi bir amaca adanmışlık insanı dinç ve genç tutuyor. Bakın çevrenizdeki insanlara, ayağını sürüyerek sürekli şikayet eden insanlar mı yoksa çalışan üreten hayata sanatla sporla tutunanlar mı ışık saçan enerji dolu kişiler? Tabii ki harekette bereket olduğunu herkes bilir. Dengeyi sağlamak için bir formül isteyince bulunuyor. Hele de kadınların bu konuda çok güçlü olduklarına inanıyorum.

Pek çok başarıya imza atmış olmanıza rağmen spor kariyerinizde altı senelik uzun bir mola göze çarpıyor. Böyle bir karar almanızda ne veya neler etkili oldu? Bu mola kariyerinizi ne yönde etkiledi?

Aslında mola değil de inaktif spor yaptığım dönem demekte yarar var. Sporu hayatım boyunca hiç bırakmadım. sadece fotoğraf tutkum için zamanımı bölüştürdüğüm bir dönem oldu. O yıllarda eşime ve onu hayallerine destek olmak adına da onun hem sualtı fotoğraf modeli, hem dalış partneri hem de asistanı oldum. Bu yaptığımız alan da oldukça yorucu ve bedenen de oldukça fit olmayı gerektiren bir branş idi. O dönemde de sağlam ve güçlü olmak adına suda ve karada antrenmanlarım devam etti. Su altında fotoğraf çekmek ve bu alanda yarışmalara katılan eşime destek olmak için elimden geleni yapmaya çalıştım. Sonra sıra bana geldi. Onun hayallerini hayata geçirirken nasıl ki ben geri planda durmayı seçtiysem, bir süre sonra kendiliğinden bir akışla eşim benim en iyi olduğum alanda ilerlemem için geri plana çekilip bu defa bana tam destek verdi.

Biraz da uluslararası aktivitelerinizden bahsedelim. Dalış camiasının en başarılı ve tanınmış rekortmenlerinden biri olan Alexey Molchanov ile antrenman yapmak nasıl bir deneyimdi?

Alexey ile uzun yıllardır yazışmalarla görüşüp tanışıyoruz. İlk paletini imal ettiğinde bana bir mono palet göndererek sponsor olmuştu. Sonra Mısır’da antrenman kamplarım sırasında yüzyüze de karşılaşıp tanıştık. Serbest dalışın kraliçesi, annesi Natalia Molchanova ile de tanışmayı çok istemiştim; ne yazık ki annesini kaybettik. Yıllar sonra Alexey ilk defa dünya şampiyonasında yarışmak üzere Kaş’a geldiğinde kısa sürede herkesin sempatisini topladı ve Kaş’ta olduğu dönemde ben de eşi ve kendisinin rahat edebilmesi için elimden geleni yaptım. Yarışmalar sonrasında birlikte antrenman yapma fırsatını yakaladığım için çok şanslıyım. Aynı dili konuşan serbest dalıcılar olmaktan öte nefesiyle fotoğraf çeken profesyonel sualtı fotoğrafçıları olmamız da ayrıca çok mutluluk verici. Bu yüzden harika zaman geçirdik. İyi bir mihmandar olduğumu ve konukseverlik gösterdiğimi düşünüyorum. Alexey, eşi ve iki öğrencisi ile birlikte adeta bir aile sıcaklığında antrenman yaptık. Çok şanslı hissettim kendimi.

Milli sporcumuz Birgül Erken’e yoğun programına röportaj ricamızı kırmayıp dergimize vakit ayırdığı için teşekkür ediyor, ülkemiz adına göstermiş olduğu başarıdan ötürü kendisini bir kez daha kutluyoruz.

Kaynak : http://www.derin.boun.edu.tr/?p=1644